Yazar Dilek Aslan (Prof. Dr., HÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı)
Editör Levent Akın (Prof. Dr., HÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı)
Yazılma tarihi 10.02.2020
Son güncellenme tarihi 10.02.2020
Yayınlanma tarihi 27.02.2020
Günümüzde aşılama bulaşıcı hastalıklar açısından en önemli korunma mekanizmaları arasındadır. Hastalıklara göre değişmekle birlikte toplumda bireylerin %30-95 arasında sağlandığında “toplumsal bağışıklık” kavramından söz edilmektedir. Dolayısıyla toplumda aşılamanın istenilen ölçüde yaygınlığının sağlanabilmesi toplumsal bir sorumluluktur. Bu durumu önleyen en önemli konulardan birisi toplumda “aşı tereddüdü” meselesidir. Aşı tereddüdü yeni bir konu olmamakla birlikte, günümüzün değişen koşullarında farklı zorlukları karşımıza çıkarmaktadır.
Tarihsel süreçte aşı tereddüdünün varlığı bilinmektedir. 1800’lü yılların başında çiçek hastalığına karşı aşı geliştirilme sürecinde aşı karşıtlığı meydana gelmiş ve ülkelerde çiçek aşısının yapılması Kanunlar aracılığı ile zorunlu hale getirilmiştir. Benzer örnekler verilebilir. Günümüzde aşı tereddüdü ya da karşıtlığı halk sağlığı açısından geçmişe göre daha ciddi sorunlar doğurabilir. Küresel seyahatlerin artmasına bağlı olarak aşı ile korunabilir hastalıklar dünyada daha yaygın görülmektedir. Zaman zaman da sağlık çalışanları açısından “bilinmez”, “yeni” durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Sonuç olarak; aşı yapma, yaptırma konusunda bir tereddüt olduğunda bireysel ve toplumsal düzeyde riskler oluşmaktadır. Hastalıklar ve ölümler meydana gelebilmektedir.
Tam da bu gerekçe ile toplumda aşı tereddüdünün önlenmesine gereksinim bulunmaktadır. Aşağıda bu konuda bazı pratik bilgiler yer almaktadır:
Bu adımlar çoğaltılabilir, her toplumun farklı modelleri geliştirilebilir. Ancak, bütün modellerin ve uygulamaların birey ve toplum sağlığı açısından en önemli araç olan aşıların istenilen düzeyde olması için çabaya gereksinim bulunmaktadır.
Kaynaklar
Gizlilik Sözleşmesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Aşı ve Bağışıklama
© 2019