Yazar: Dilek Aslan (Prof. Dr., HÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı)
Editör: Levent Akın (Prof. Dr., HÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı)
Yayınlanma Tarihi: 20.08.2019
Gözden Geçirilme Tarihi: 21.08.2019
Aşılama en etkili önleyici yöntemlerden birisidir. Aşıların bireysel etkilerinin yanı sıra toplumsal etkilerini de iyi bilmekte yarar vardır. Bu noktada; toplumsal bağışıklık (herdimmünite) kavramı öne çıkar. Basit bir anlatımla toplumsal bağışıklık; aşılanma yüzdesi belirli bir seviyeye ulaşan bir toplumda aşılanmamış bireylerin aşılanmış bireyler nedeniyle hastalıkla karşılaşma olasılıklarının azalması anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla toplumsal bağışıklık için ilgili aşının toplumda belirli bir yüzeye ulaşması gerekmektedir (1,2). Toplumsal bağışıklama sağlanması özellikle aşıyla korunabilir hastalıklar nedeniyle meydana gelebilecek salgınların önlenmesi için de son derece önemlidir. Örneğin kızamık salgınlarının bir toplumda önlenebilmesi için toplumda hedef grubun %93-95’inin aşılanması gerektiği ifade edilmektedir (3). Kızamık aşısı açısından toplumda bu rakamın altında kalındığında salgınların meydana gelme riski artmaktadır.
Aşağıda aşılanma durumunun hastalığın yayılmasını nasıl etkilediğini gösteren basit bir şekil sunulmuştur (4).
Yukarıdaki şekilde mavi renkli kişiler “Sağlıklı ve aşısız”, sarı renkli kişiler “sağlıklı aşılı”, kırmızı renkli kişiler “aşısız, hasta ve bulaştırıcı kişileri göstermektedir. Resmin sol tarafındaki bölümde sadece 3 kişi aşılı, 13 kişi aşısız, bir kişide hasta ve bulaştırıcıdır. Hastalığın yayılmasını önleyecek aşı ile bağışık kişiler olmadığı için, hastalık toplumda biranda yayılmış ve aşısız 13 kişiden 12’si hastalığa yakalanmıştır. Resmin sağındaki toplumda ise 3 kişi aşısız, 13 kişi aşı ile bağışıklanmış, bir kişi hasta ve bulaştırıcıdır. Hastalığın kuluçka süresi boyunca hastalık yayılması sınırlandırılmış, aşısız olan 3 kişiden ikisine hastalık bağışıklığı olan kişiler nedeniyle ulaşamamıştır. Sadece bir kişiye ulaşmış ve onu da hastalandırmıştır. Yani toplumda hastalığa karşı bağışık kişiler hastalığın yayılmasında birer engel olmuşlar ve hastalığa yakalanabilecek kişilerin çoğunu da korumuşlardır.
Toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi için güçlü kamusal politikalar önem taşır. Bunun yanı sıra toplumun bu politikaları benimseyerek aşı/bağışıklama hizmetlerinden tam olarak yararlanması gerekir. Sağlık okuryazarlığı yüksek toplumlarda hedeflenen aşılama yüzdelerine ulaşabilmek olanaklıdır. Aşı reddi, bilgi yetersizliği, vb. durumların önlenmesi toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi için de son derece önceliklidir.
UNUTMAYALIM !
Gereksinimimiz olan aşıyı olmaz isek kendi sağlığımızı riske atarız, toplumda diğer bireylerin sağlığını da riske atarız.
Kendimize ve topluma karşı sorumluluğumuzu yerine getirelim ve gereksinimimiz olan aşıları olmayı ihmal etmeyelim.
Yararlanılan başlıca kaynaklar
Gizlilik Sözleşmesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Aşı ve Bağışıklama
© 2019